Akut Nazofarenjit

Tarafından gönderildi: Gülşah Gülkan Yorumlar: 0

Çocuk Hastalıkları Uzmanı Uz. Dr. Veysel Öz; havaların ani soğuması ve mevsim geçiş döneminde olmamız nedeni ile çocuklarda en sık görülen hastalık soğuk algınlığıdır. Sık karşılaşılan ve antibiyotik kullanımına kadar giden yanlış tedavilerle yönetilmeye çalışılan bu hastalığa tam zamanı iken dikkat çekmek istediğini vurguladı.

Akut nazofarenjit nedir?

Akut nazofarenjit çocuklarda en sık karşılaşılan enfeksiyon hastalığıdır. Çocuk hekiminin ayaktan hasta muayenesinde en sık gördüğü hastalıktır. Ayaktan doktora başvuran hastaların yaklaşık yarısını bu hastalar oluşturur. Hemen her zaman virüs dediğimiz mikroplar nedeni ile oluşur ve bu mikroplar antibiyotikten etkilenmez. Esas bulgular Burun tıkanıklığı ve burun akıntısıdır. Farenjit ve grip ile karıştırılmamalıdır. Çoğu zaman bu enfeksiyon burun ve boğazın yanında, kulak ve sinüslere de yayılabilir.

Nasıl bulaşır?

Yukarıda da belirttiğimiz gibi en sık antibiyotikten etkilenmeyen virüsler neden olmaktadır. Hastalık tüm yıl boyunca görülebilse de kış aylarında sıklığı artar. Çocuklar yaklaşık yılda 3-6 kez soğuk algınlığı geçirirler. 3 ay ile 3 yaş arasında hastalığa yakalanma olasılığı fazladır. Kreş, yuva ortamları gibi kalabalık ortamlarda enfeksiyon sıklığı artar. Beslenmesi kötü olan çocuklarda bu hastalığın ilerlemesi ve ilave durumların gerçekleşmesi daha sık olmaktadır. Esas olarak damlacık(solunum) yolu ile bulaşırsa da eller bulaşmada önemlidir. Burun akıntısına temas etmiş materyaller ile de bulaşma olabilir.

Bulguları nelerdir?

Küçük çocuklarda hastalık ateş, halsizlik, huzursuzluk, aksırma gibi belirtilerle başlar. Bu bulguları önceleri sulu ve şeffaf, daha sonra sarı renkli burun akıntısı izler.  Süt çocuklarında emmeyi engelleyecek kadar burun tıkanıklığı olabilir. Burun arkasında toplanan bu salgı yutulduğu için hastalarda iştah azalır, kusma ve ishal görülebilir. Ateşli dönem bir kaç gün ile 3 gün arasında değişebilir. Ateşin daha uzun sürmesi veya düşmüşken tekrar başlaması orta kulak enfeksiyonu veya antibiyotik gerektirecek bazı enfeksiyonların ilave olduğunun göstergesi olabilir. Böyle durumda doktorunuza başvurmanızı ve yapılacak kan tetkiki ile tedavinin düzenlenmesini öneririm.

Daha büyük çocuklarda hastalık burunda ve boğaz arkasında kuruluk ile başlar. Bunu bir kaç saat içerisinde gelişen ürperme hissi, aksırma, kas ağrıları, burunda akıntı ve öksürük izler. Baş ağrısı, iştahsızlık, faza yüksek olmayan ateş ise duruma eklenir. Burun akıntısı bir kaç günde koyulaşır ve sarı renkli hale gelir. Burun tıkanıklığı boğaz kuruluğuna ve boğaz ağrısına neden olur. Bu başlangıç ve ağır dönem 2-4 gün devam eder.

Hastalık ateşsiz oluşuyorsa, burun akıntısında koyulaşma, sarı renk değişikliği olmuyorsa saman nezlesi yani alerjik rinit olabileceği unutulmamalıdır.

Hastalık sırasında bizi bekleyen riskler nelerdir?

Bu hastalığa yakalanan çocukların dörtte birinde orta kulak iltihabı görülür. Boyundaki lenf bezlerinde şişme olabilir. Bu durum enfeksiyona bağlı gelişmekte olup genellikle enfeksiyon sonrası geriler. Daha önce astım olan veya sık bronşiolit geçiren hastalarda soğuk algınlığı bu durumları tetikleyebilir. Ailelerin en fazla yanlış düşündüğü nokta doktor antibiyotik vermedi ve hastalık ilerledi düşüncesidir. Ancak antibiyotikler bu ilave olan durumların gelişmesini engellememektedir. Sosyal ve etik açıdan en önemli sorun hekimlerin bu hastalıklarda gereksiz yere antibiyotik kullanmasıdır. Burada siz ailelere düşen en önemli görev yukarıdaki durumları bilerek sakin olunması, hekimin antibiyotik başlamaması yönündeki görüşlerine saygı duyulmasıdır. Hastalığı ,çocuğu rahatlatacak destek tedavilerle yakın ve hekiminizle iletişim halinde takip etmenin, en uygun yol olduğu düşüncesindeyim.

Nasıl tedavi edilir?

Hastalığa özgü bir tedavi yoktur. Antibiyotik kullanımı gereksizdir. Antibiyotiği önceden başlamak sinüzit, orta kulak iltihabı ve astım atağı gibi gelişecek ilave durumları engellemez. Çocuk olabildiğince yatakta tutulmalıdır. Oda yeterince havalandırılarak, oda havası nemli tutulmalıdır. Çocuğun yeterince sıvı alması sağlanmalı, ateş ve huzursuzluğu azaltmak için ilk 3 günde, doktorunuzun önerdiği ağrı kesici ve ateş düşürücü, önerilen miktarlarda verilmelidir. Burun tıkanıklığını önlemek için fizyolojik serumlar(okyanus suyu) kullanılabilir. Tıkanıklık çok kötü ise doktor önerisinde diğer burun açıcı sprey veya damlalar başlanabilir.

Burun damlası beslenmeden 15-20 dakika önce ve yatarken her iki burun deliğine uygulanmalıdır. Kullanma zamanlarına özellikle dikkatinizi çekmek isterim. En iyi salgı ilacının bol su içirilmesi olduğunu unutmayın.

Nasıl korunalım?

Özel bir aşısı yoktur. Ufak bebeklerde ciddi durumlar gelişebileceğinden süt çocukları, nezleli ve hasta kişilerden uzak tutulmalıdır. Ellerin yıkanması, hastanın bulunduğu odanın yeterince havalandırılması, çocuğun beslenmesinin düzenli olması diğer önemli noktalardır. Koruyucu özellikleri öne çıkarılarak üretilen bazı ilaçların çocuklarda soğuk algınlığı veya ilave durumları önleyebildiğine ilişkin kanıtlar yetersizdir yani soğuk algınlığından koruyucu ilaç yoktur.

Son olarak, ailelerimizin amacı yukarıda belirtilen koruyucu önlemleri almak olmalıdır ancak amaç ateşsiz ve enfeksiyona yakalanmayan bir çocuk yetiştirmek olursa başarısızlık kaçınılmazdır zira bir defa bile nezle olmadan büyüyen kimse yoktur herhalde…

0282 726 0 555