2016 yılında tüp mide ameliyatı olan hastamız Tuğçe Aybek ile kilolu olduğu süreci, yaşadığı hastalıkları, tüp mide ameliyatı sonrası değişen hayatını konuştuk.
Tuğçe Aybek: “1 yılda 105 kilo 54 beden ile girdiğim Optimed hastanesinde, 52 kilo 36 beden bir prenses olarak çıktım!”
Tuğçe Hanım kaç yaşındasınız, mesleğiniz nedir?
41 yaşındayım, Uluslararası Pazarlama Direktörlüğü görevindeyim.
İlk kilo probleminiz ne zaman başladı?
Hayatım boyunca hep kilolu bir insandım, kendimi en son ne zaman zayıf hatırlıyorum derseniz ilkokul 1. sınıfta zayıf olduğum bir süreç vardı. Ondan sonra hiç zayıf olmadım, sürekli kiloluydum. Obez miydim? Hayır, obez değildim ama ortaokul ve lise yıllarında balıketiydim. Üniversite yıllarının sonlarına doğru kilo problemim çok daha ciddi şekilde artarak gündeme geldi, hatta obezite başladı. Bununla birlikte çalışma hayatına geçtiğimde işim sebebiyle sürekli seyahat etmek zorunda kaldım ve bu düzensiz hayat, kötü beslenme, aşırı stresle birlikte iyice kilo almaya başladım.
Kilonuz arttıkça ne gibi rahatsızlıklar yaşadınız?
Kilonuz arttıkça her geçen gün sağlık problemleri çıkıyor ortaya. Bende ilk önce tip 2 diyabet başladı, çok genç yaşta üstelik, üzerinden bir iki sene geçti boyun bölgem kütükleşmeye başladı, eğilip kalkamıyorum yüksek tansyion başlamış, derken astım gündeme geldi, zaten kilodan nefes alamadığınız için tam bir uyku uyuyamıyorsunuz böylece uyku apnesi de başlamış oldu. Kısacası sağlıksız, kalitesiz bir yaşama sahip oluyorsunuz. Kilolu olmak görsel olarak çok ciddi bir sorun ama sağlık problemleriniz öyle bir hal alıyor ki artık görsellik ikinci planda kalıyor.
Peki, hiç kilo vermeyi denediniz mi, hangi yöntemleri uyguladınız?
Kilo vermek adına denenebilecek her şeyi denedim. Çok ciddi paralar harcadım. İlaçlar kullandım, spora yazıldım, diyetler yaptım, diyet koçları ile çalıştım. Denemediğim hiçbir şey kalmadı. Bu süreçte uyguladığım her yöntemde aynı şeyi yaşadım, programa uyduğum sürece kilo verdim ancak en ufak bir şekilde programın dışına çıkınca misliyle geri aldım. Bir süre sonra da zaten moraliniz bozuluyor ve kilo verememeye başlıyorsunuz. Bunun devamında da yesem de alıyorum yemesem de alıyorum deyip kilo alımına devam ediyorsunuz. Ben en sonunda 47 vücut kitle endeksine ulaşmıştım.
Tüp mide ameliyatını nasıl duydunuz?
Zaten sürekli kilo sorununuz olduğu için zayıflama ile ilgili her şeye radarlarnız açık oluyor. Tüp mide ameliyatını bundan 6 yıl önce duydum, internetten araştırdım. Ancak bu dönemde olduğu gibi çok popüler değildi. Yaşanmış çok örneği yoktu, yaptıran birkaç kişiye ulaştım ancak o kişiler bile daha henüz kendilerine tam olarak neler yapıldığından emin değillerdi. Ben de bu eksik bilgilerle cesaret edemedim, çünkü aklım tatmin olmamıştı. Ve vazgeçtiğim bu süreçte kilo alışlarım artarak devam etti.
Peki, 1 yıl önce bu ameliyata nasıl karar verebildiniz?
Artık daha da gündemde yer aldı, bu operasyonu çok fazla insan olmaya başladı. Ben de araştırmalarımı yeniden başlattım. Araştırmalarım sonucu Op. Dr. Serkan Ayhan ismine rastladım, kendisi ile görüştüm. Kendisi bana konuyu tüm detayları ile anlattı. Kilolu olmaya devam ettiğim sürede olabilecek riskleri, ameliyatın risklerini ve her iki durum arasında ki kıyaslamaları yaparak gerekli bilgileri verdi. Ve kararı bana bıraktı. Zaten araştırmalarım da aynı şeyi söylüyordu, tüp mide ameliyatının riski %0,02-0,04, yani herhangi bir safra kesesi ameliyatında da aynı risk var. Bende önce hekimimize sonra hastaneye güvenerek ameliyat kararını verdim.
Peki, ameliyat sonrası herhangi bir sıkıntı yaşadınız mı, beslenme düzeninizde neler değişti?
Ben ameliyat ve sonrasında herhangi bir sorun yaşamadım.
Evet, beslenme düzenimde çok büyük değişiklikler oldu. Eeskiden doyma hissi nedir bilmezdim, ne getirilse yerdim. Örneğin 15 köfte yesem doymazdım ama şimdi ise maksimum 2 köfte yiyebiliyorum ve bir kuzu yemiş kadar doymuş hissi yaşıyorum.
Tuğçe Hanım siz aynı zamanda hastanemizin de ilk obezite ameliyat hastasısınız. Hastanemize ilk geldiğinizde üzerinizde siyah bir elbise varmış, o görüntünüzü hatırlayan personelimiz şuan ki görüntünüzü de gördükçe hayranlıkla bakıyorlar. Peki, siz bu operasyona geldiğinizde kaç kiloydunuz?
Ben hastaneye geldiğimde 105 kiloydum, boyum zaten 1,50cm. Beden olarak ta 54 bedendim. Takdir edersiniz ki kıyafet bulmakta da zorlanıyorsunuz ve ne yazık ki dolabınızda hep koyu renkli kıyafetlerden ibaret oluyor. Şimdi ise 36 beden 52 kiloyum, yani bir beni daha içimden çıkardım resmen. Artık dolabım renkli kıyafetlerle dolu. Kilo vermeye devam ediyorum sanırım 34 bedene gelince duracağım diye düşünüyorum.
Peki, son sorum, bedeninizde ki bu değişim hayatınızda neleri değiştirdi?
Hayatımda neleri değiştirdi demektense neyi değiştirmedi ki demek çok daha doğru olur. Çünkü her şeyi değiştirdi. Yepyeni bir hayatım oldu. Her şeyden önce sağlığımı kazandım. Ne şeker hastalığım, ne tansiyon problemim, ne uyku apnem ne de astımım kalmadı. Ben her sabah uykudan gözümü açınca yaptığım ilk şey bu hastalıklar yüzünden bir avuç ilaç içmek oluyordu. Tüm bu hastalıkların ana sebebi kiloymuş artık kurtuldum. İstediğimi giyebiliyorum, istediğimi yiyebiliyorum. Sadece ölçülü yiyebiliyorum, ayrıca bu ölçülü yemede zorunluluktan değil artık midem o kadar alıyor ve doyuyorum.
Kilolu insanlara bir mesaj verecek olsanız…
Bu kilo meselesi artık bende takıntı haline geldi, yolda yürürken kilolu birini görünce kendimi zor tutuyorum “beyefendi, hanımefendi kilo ile yaşamak zorunda değilsiniz artık bunun çaresi var” diye haykırmak istiyorum. Çaresiz değilsiniz, çare sizsiniz.
Son olarak şunları söylemek isterim…
Eğer ameliyat durumunuz söz konusu ise güven duyduğunuz ve içinizin rahat ettiği bir hastane ve hekimi tercih etmenizi öneririm. Ben doğru tercihi yaptığımı düşünerek İzmir’den kalkıp Çerkezköy’e geldim. Bu 1 senede bütün hayatım değişti, bu nedenle başta Op. Dr. Serkan Ayhan olmak üzere, tüm bu süreçte bana prensesler gibi bakan Özel Optimed hastanesine ve tüm personeline çok teşekkür ederim.
Röportaj: Nuran Başyurt