Üroloji uzmanı Op. Dr. Hakan Çakıcı gece altını ıslatan çocukların bunu neden yaptığını, nasıl davranmak gerektiğini ve tedavi sürecini anlatıyor…
Gece altını ıslatma, gece uyku sırasında farkında olmadan idrar yapma olarak tanımlanabilir. Normalde çocukların çoğu hem tuvalet eğitiminin etkisi hem de mesane kapasitesinin gelişmesi sonucu 2-4 yaş arasında idrarlarını hem gece hem de gündüz tutmayı becerirler. Gece altını ıslatma çoğu zaman mesane gelişimindeki gecikmenin bir sonucudur, bu nedenle de yaşla sıklığı azalır. 3 yaşındaki çocukların %40’ı altını ıslattığı halde bu oran 5 yaşında %20’ye, 6 yaşında %10’a düşmektedir. Erkek çocuklar kızlara göre daha sık altını ıslatma sorunu yaşamaktadır.
Gece altını ıslatmanın iki tipi vardır. Eğer bebeklik çağından itibaren devamlı altını ıslatıyorsa PRİMER (birincil) tip, en az 6 ay kuru kaldıktan sonra altını ıslatmaya yeniden başlamışsa SEKONDER (ikincil) tip altını ıslatmadan söz edilmektedir. İkincil gruptaki çocuklarda genelde altta yatan psikolojik etkenler (aile içi huzursuzluk ,şiddet ,kıskançlık duygusu..vb) mevcuttur. Altını ıslatan çocukların büyük çoğunluğu birincil gruptadır.
Gece işemesinin nedenleri nelerdir ?
Altını ıslatan çocukların %97’sinde fiziksel bir neden yoktur. Bu gruptaki çocukların fizyolojik bir gelişme gecikmesi yaşadığı (bir tür diş çıkarmanın gecikmesi gibi) ve ailenin temel görevinin çocuğun benlik saygısını zedelemeden bu sorunu atlatmasını sağlamak olduğu unutulmamalıdır.Uykunun derin olması ,mesane gelişiminin yeterince olmaması da nedenler arasında yer almaktadır. Ayrıca gece işemesi büyük oranda genetik yatkınlığa dayanmaktadır.
Tanı için neler yapılabilir?
Hekim tarafından yapılan değerlendirme ve fizik muayenenin ardından çocukta doğumsal bir yapı bozukluğu ya da idrar yollarında bir problem olmadığından emin olmak gerekir. Genellikle idrar tahlili,bel bölgesinin röntgen filmi ve ultrasonografik inceleme ile altta yatan bir problem olup olmadığı anlaşılabilir.
Tedavi seçenekleri nelerdir?
Gece işeme sorunu olan bir çocuğun tedavi edilmesi 5 yaşından önce düşünülmemelidir. Öncelikle sorunu olan çocuğa bu sorunun anlayacağı bir dilde anlatılması çok önemlidir.Baskıcı bir tutum kadar çok umursamaz bir tutum da zararlı olacaktır. Çocuğun akşam aldığı sıvı miktarının kısıtlanması ve yatmadan önce idrar yaptırılması da tedaviye yardımcı olur.
Çocuğun kendisinin ya da ailesinin gece uyanmasına dönük programlar önemlidir. Ailenin çocuğu gece uyandırıp tuvalete gitmesini sağlaması ya da özel üretilmiş alarm cihazları (idrar kaçırmaya başlar başlamaz ilk ıslanma ile alarmın çaldığı ve böylece çocuğun uyanıp, mesanesini kontrol etmesi konusunda uyarıcı olan araçlar) kullanılarak tedavi planlanır. Bu tedavi ile çocuklarda %70–85 oranında iyileşme sağlanmaktadır.
Ayrıca tedavide çeşitli ilaçlar da kullanılmaktadır. Bu ilaçlar idrar torbasının kontrolünü sağlayan ya da gece idrar yapımını azaltan ilaçlardır. Halk arasında bu tür ilaçların kısırlığa sebep olabileceği şeklinde yanlış bir kanı mevcuttur ve zaman zaman ailelerin tedaviyi yarım bırakmalarına neden olmaktadır. Gece idrar kaçırma ilaçlarının tıbben böyle bir yan etkisi yoktur.
Gece idrar kaçırma çocukluk çağında sık görülen bir sorundur ve ne yazık ki ailelerin yanlış tutumları tedaviyi daha da zorlaştırmaktadır. Altını ıslatan çocuğu, yaşı kaç olursa olsun cezalandırarak veya korkutarak düzeltmek mümkün değildir. Hekim aile işbirliği içerisinde sabırla yürütülmesi gereken bir süreçtir.