Hastanemiz Diş Hekimi Hande ÜLGER çocuk diş hekimliği hakkında bilgi verdi

Tarafından gönderildi: Gülşah Gülkan Yorumlar: 0

  1. Çocuk diş hekimlerinin normal diş hekiminden farkı nedir?

Pedodontist ya da çocuk diş hekimi; 5 yıl süren diş hekimliği eğitimini takiben dişlerin gelişimi ve problemlerinin çözümünün yanı sıra çocuk psikolojisi, büyüme-gelişimi ve çocuğa yaklaşım üzerinde eğitim almış uzman diş doktorlarıdır.

Çocuk tedavisi özel ilgi ve eğitim gerektirir. Pedodontistler çocuklarda diş hekimi korkusunun oluşmamasını sağlamaktadırlar. Çocukların psikolojik durumunu iyi bilerek, onları korkutmadan diş hekimi koltuğuna alıştırarak ve diş sağlığı hakkında bilgilendirerek hayatları boyunca sağlıklı yaşayabilmelerine destek olmaktadırlar. Çocukların bu dönemde tanı ve tedavilerinde uzman bir doktordan destek alınması hayatları boyunca diş tedavilerine karşı tavırlarını olumlu etkilemektedir.

Çocuklarda çürük sıklığının, hem süt dişlenme (2-6 yaş arası) döneminde hem de karışık dişlenme (7-12 yaş arası) döneminde %90’lara ulaştığı görülmektedir. Bu nedenle, çocuğun gelecekteki ağız ve diş sağlığını ve en önemlisi genel sağlığını da koruyabilmek için çürükten koruyucu yöntemlerin uygulanması büyük önem taşımaktadır. Pedodontistler, çocuğun diş ve yaş gelişimine göre doğru zamanda bu koruyucu uygulamaları yaparak çocukların ağız ve diş sağlıklarını olduğu kadar genel sağlıklarını da önemli ölçüde etkileyen diş çürüklerinden korumuş olurlar.

Çocuklar “küçük yetişkinler” değildir. Çocukluk dönemi, yetişkinlikten farklı olarak hızlı metabolizma, hızla devam eden büyüme-gelişme gibi özelliklere sahiptir. Benzer şekilde süt dişleri ve yeni süren genç kalıcı dişlerin yapısı da bir yetişkin dişine göre oldukça farklıdır. Bu nedenle pedodontistler, çocuk ağız diş sağlığında en kapsamlı bilgiye sahip diş hekimleridir.

  1. İlk muayene ne zaman yapılır ve ilk muayenede neler yapılır?

İlk diş hekimi muayenesinin ilk süt dişi çıktıktan sonra (genellikle 6 ay – 1 yaş arasında) yapılması önerilmektedir.

İlk dişin sürmesiyle gerçekleştirilen muayenede;

  • Bebeğinizin ağız ve diş temizliğinin hangi fırça ve macun ile nasıl yapılacağı,
  • Anneden bebeğe bakteri geçişinin engellenmesi,
  • Biberon ve emzik kullanımının sınırları,
  • Dudak ve parmak emme gibi zararlı alışkanlıklar,
  • Çocuğun ağız ve diş gelişiminin anlatılması, hangi aralıklarla diş hekimi ziyaretinin gerekliliği
  • Diş çürüklerinin oluşmaması için yapılabilecek beslenme ve koruyucu uygulamalar konusunda anne ve baba bilgilendirilmektedir.

İlk diş hekimi muayenesi çocuğun diş hekimiyle ilk karşılaşması olduğu için hayatında bir basamak teşkil eder. İlk diş hekimi muayenesi ortalama 1 yaş civarında yapılmalıdır. Bu yaşlardaki ziyaret daha sonra oluşabilecek sorunları önleyebilir. Bu sayede hem çocukta beyaz önlük fobisi oluşmaz, hem de anne ve babaya çocuğun ağız-diş sağlığı ve beslenmesiyle ilgili faydalı bilgiler verilebilir.

3.Süt dişleri ne zaman çıkarlar?

Süt dişleri, çocuk doğduktan sonra 6.aydan itibaren çıkmaya başlayıp 30-36. aylarda çıkması tamamlanan dişlerdir.

Çocuk doğduktan sonra 6.ayda alt çenede iki ön (keser diş) diş çıkar. Bu dişlerin sürme süresinin 9. aya kadar uzaması da normaldir.

6.ay ile 15. aylar arası alt ve üst çenedeki diğer süt ön dişler çıkmasını tamamlar ve böylece çocukta 15. ayda ağızda 8 tane süt dişi bulunur. 15-24 aylar arası yan dişler (azılar) çıkmaya başlar. 30. ay sonunda tüm süt dişlerin çıkması tamamlanmış olur.

Süt dişlerinin çıkması tamamlanmış bir çocukta alt çenede 10, üst çenede 10 olmak üzere toplam 20 tane süt dişi bulunur.

  1. Neden süt dişleri tedavi edilmelidir?

Süt dişleri;

  • Çocuğun büyüme ve gelişim açısından en aktif olduğu dönemde beslenme açısından büyük rol oynar.
  • Çocukların konuşmayı öğrendiği bu dönemde kelimeleri doğru telaffuz etmeleri açısından önemlidir.
  • Süt dişlerinin diğer bir görevi ise daimi dişlerin yerini koruması ve onların doğru yerlerine sürmelerini sağlamasıdır. Bu da ileride oluşabilecek ortodontik problemlerin önlenmesi açısından büyük önem taşır.
  • Çene kemiği ve kaslarının normal gelişimini sağlamaktadırlar.
  • Ayrıca çürük bir süt dişi enfeksiyon kaynağıdır. Ağız içinde kaldığı sürece diğer süt ve daimi dişlerin de çürüklerine yol açar.

Bu sebeplerden dolayı kesinlikle tedavi edilmelidirler. Süt dişleri ileride yerini bırakacakları kalıcı (daimi) dişlere rehberlik ederler. Değişme yaşı gelmiş olan dişler ile tedavi edilemeyecek kadar çürük ve iltihaplı dişler çekilebilir. Ancak yeni gelecek kalıcı dişin çıkmasına daha zaman var ise çekilen dişin boşluğunun kapanmaması için mutlaka YER TUTUCU yapılmalıdır.

  1. Çocuklarda dişe travma geldiğinde ilk olarak ne yapılmalı?

Çocuklar ve aileleri için en üzücü durumlardan biri de diş travması nedeniyle çocuğun dişinin kırılması, yer değiştirmesi ya da tamamen yerinden çıkmasıdır. Diş travmalarında, travmanın şekli ve boyutu ne olursa olsun en kısa sürede mutlaka bir diş hekimine, mümkünse bir pedodonti uzmanına başvurulmalıdır.

Genellikle ebeveynler düşme ya da yaralanma sonrası ciddi kanamalı bir durum yoksa pek önemsemeyebiliyorlar. Ancak travma sonrası diş kayıplarının en fazla geç müdahale edilen dişler olduğu unutulmamalıdır.  Özellikle dişin yerinden çıkması ve diş kırığı ile sonuçlanan diş travmalarında olay anından itibaren diş hekimine ulaşma arasında geçen süre ile kırılan diş parçasının veya dişin getiriliş şekli tedavinin başarısında büyük rol oynamaktadır. Böyle bir durumda ailenin mümkün olduğu kadar sakin olmaya çalışması ve hekime kazanın tam olarak ne zaman, nasıl ve nerede gerçekleştiği hakkında bilgi vermesi gereklidir. Çocuğun genel sağlık durumu (alerjik astım, eilepsi, kan hastalığı, kalp hastalığı…) ile ilgili ve tetanoz aşısının olup olmadığı konularında da diş hekimini doğru bilgilendirmelidir.

Kaza anında yerinden çıkan diş bulunup diş hekimine gelene kadar çocuğun yanak içinde getirilmesi en uygun taşıyıcı ortamlardan biri olmasına rağmen bu çoğu zaman kaza anındaki panikle pek mümkün olamamaktadır. Bu yüzden dişin köküne hiç dokunmadan akan su altında yıkanıp süte konarak en kısa zamanda diş hekimine ulaşılmalıdır.

Darbeyle;
Eğer ön diş tamamen yerinden fırladıysa:
Dişi temiz bir gazlı bez arasına koyup, tükürük ile ıslatarak diş hekiminize gidin. Diş hekiminize hemen ulaşamayacaksanız gazlı bezi eczaneden alacağınız serum fizyolojik ile ıslatın ve en kısa zamanda ulaşmaya çalışın. En ideali 1 saat içinde tedaviye başlanmış olmasıdır. Eğer şartlar uygunsa diş hekiminiz fırlayan dişi yerine yerleştirecektir (reimplantasyon).

Eğer ön dişlerinden biri veya birkaçı kırıldıysa:
Kırılan parçaları bulmaya çalışın ve hemen diş hekiminize ulaşın. Bu esnada parçaları nemli tutmak önemlidir. Serum fizyolojik,süt ve hatta tükürük bunun için idealdir. Bu parçalar çok kuvvetli araçlar ile (bonding) yerlerine yapıştırılırlar

Parçaları bulamadıysanız;
Kırılan kısım küçük ise, dişle aynı renk ve formda bir beyaz (kompozit) dolgu yapılır. Kompozit dolguların ağız içi dayanıklılıkları sınırlıdır. Çay, kahve,kola gibi gıdalarla boyanarak renk değiştirirler.
Kırık büyükse, dişin yarısını ya da daha fazlasını kapsıyorsa porselen laminate veneerler uygulanır. Porselen laminate veneerler dayanıklı ve estetiktir. Dişin ön yüzeyine yapışan ve kırık bölümü de kaplayan porselen yapraklar şeklinde açıklanabilirler.
17 yaşından küçüklerde ise diş ve çene gelişimi tamamlanmadığından porselen laminate veneerlerin uygulanması doğru değildir. Yine dişin tüm ön yüzeyini ve kırık bölümü içine alan kompozit laminalar yapılır.

Süt dişlenme döneminde çocuklarda en sık karşılaşılan travma şekli, dişlerin tamamen yerinden çıkması ya da dişin çene kemiği içerisine gömülmesi şeklinde olmaktadır.

Sürekli diş germi, geçirilen travma nedeniyle zarar görmemişse bile süt dişi geri yerleştirilmeye çalışılırken zarar görebilir. Bu nedenle travma nedeniyle yerinden çıkan süt dişleri kesinlikle tekrar yerine yerleştirilmeye çalışılmamalıdır. Bazen de travma sonucu diş kemik içerisine gömülebilir ve ağız içerisinde diş görünmeyebilir. Ebeveynler dişin düştüğünü ancak dişi bulamadıklarını düşünebilir. Böyle bir durumda radyografi ile diş tespit edilir ve düzenli aralıklar takip edilir, dişe hiçbir müdahelede bulunulmaz. Bir süre sonra çene kemiği içerisine gömülen dişin yeniden ağız içerisine sürdüğü görülmektedir. Dişin uzun süre sürmediği durumlarda dişin gömük kalma riskini ortadan kaldırmak için çekime başvurulabilir. Çünkü süt dişinin gömük kalması, ileride sürekli dişin sürememesine neden olabilmektedir.

  1. Çocuklarda dişe gelen travmalar ne gibi sorunlara sebep olmaktadır?

Hafif bir çarpma daha çok dudak, dişetleri gibi yumuşak dokularda zedelenmelere yol açarken yüksek hızdaki çarpmalar dişlerde sallanmalara, diş kırıklarına, hatta bazen dişin tamamen yerinden çıkmasına neden olabilmektedir. Dişlere gelen bu darbeler sonucu kırık meydana gelmese bile dişin sağlığı tehlikeye girebilmektedir. Bu bölgedeki sinir ve damar sıkışmaları nedeniyle bir süre sonra bu dişler canlılığını yitirebilir.

Bu yaşlarda dişlere gelen darbeler; darbenin şiddetine göre alttaki daimi dişlerin yer değiştirmesine veya oluşabilecek enfeksiyondan dolayı hem süt hem de daimi dişlerde renk farklılığı oluşmasına sebep olabilir.

Kısaca meydana gelebilecek darbelerin dişlerde oluşturacağı sorunlara bakacak olursak;

– Ön dişlerde kesici kenarda basit mine çatlağı veya kırığı

– Gelen darbe sonucu dişeti, damak veya dudakta oluşan kesik ve yaralanmalar

– Dişlerde mine ve daha derin dokuları kapsayan komplike kırıklar

– Dişlerin çene kemiği içersinde ileri veya geri yönde yer değiştirmesine sebep olan darbeler

– Dişlerin çene kemiği içerisine gömülmesi

– Dişin tamamen yerinden çıkması

Dişlere gelen ufak bir darbe bile o an olmasa bile ileride ciddi sorunlara yol açabilir.

Travmaya bağlı olarak yalnızca süt dişleri zarar görmeyebilir. Süt dişleriyle birlikte çene kemiği de zarar görebilir. Bu yüzden süt dişleri oluşumunda dişlerin muayenesi iyi bir şekilde yapılmalı, travmaların önüne geçilmelidir. Genellikle 1-5 yaş aralığında çocuklarda travma görülme oranı artmaktadır. Travmalar dişlerin yerinden çıkması ya da dişlerin gömülü olması şeklinde görülebilmektedir. Travma ile çıkan dişler yerine tekrar yerleştirilmeye çalışılmamalıdır. Bu daha çok zarar verebilir.

Aileler bazen çocuklarının süt dişlerindeki renkleşmeden şikayetçi olabilirler ya da renkleşmeyi fark etmeyebilirler. Süt dişlerindeki renkleşmeler sarsılma ya da yerinden oynama gibi hafif yaralanmalar nedeniyle yaklaşık 2 ay sonra oluşabilir. Renkleşmiş süt dişlerinde tedavi uygulamadan izlemek en iyisidir.

Çocuklarda süt dişi yaralanmalarında dişi çevreleyen dokuların esnekliğinin fazla olması ve süt dişlerinin kök boyların kısa olması nedeniyle hasar dişten daha fazla çevre dokularda olmaktadır. En çok dikkate alınacak olan durum süt dişlerin kökleri altındaki daimi diş tomurcuklarıdır. Bu nedenle süt dişi yaralanmalarında ne yazık ki genellikle dişin çekimi gerekmektedir. Ancak çekimi yapılsa bile özellikle gömülme veya yerinden çıkma durumlarında alttaki daimi diş tomurcuğu zarar görmüştür bile. Bu dönemde bu dişlerde kalsifikasyon dediğimiz madde yapımı devam ettiğinden travma neticesinde bu gelişimin zarar görmesi ile daimi dişlerin o bölgesinde gelişim defektleri ortaya çıkabilmektedir. Daimi dişlerde sıklıkla görülen renkleşme ve yapı bozukluklarının en önemli nedenlerinden biri süt dişlerinde meydana gelen travmalardır.

  1. Uygulamalar esnasında anestezi yapılır mı?

Diş hekimi ile uyumlu olan çocukların tedavileri klinik koşullarda lokal anestezi ile, zihinsel engelli veya anksiyeteli çocukların tedavisi ise sedasyon uygulanarak ya da genel anestezi altında yapılmaktadır.

Kullandığımız topikal anestezi ile önce derinin üst tabakasını uyuştururuz, sonra dişi uyuşturmak için lokal anestezi yaparız. Böylece çoğu zaman ancak bir çimdiklenme hissi duyulur. Digital anestezi teknikleri ile uygulanan lokal anestezide de çocuk sinek ısırması kadar bir acı hisseder. Çocuk diş hekimi ziyareti öncesi çocuğa iğne yapılacak ama hiç acıtmayacak diyerek çocukta iğne fobisi oluşturmamaya dikkat edilmelidir.

Ancak diş hekimi korkusu olan veya iletişim kurulamayan çocukların diş tedavilerini diş koltuğunda yapabilmek her zaman mümkün olamamaktadır. Böyle durumlarda çürük diş sayısı kaç olursa olsun tüm dişlerin tedavileri çocuğu ve aileyi strese sokmadan sedasyon veya genel anestezi altında tek seferde gerçekleştirilebilmektedir.

  1. Engelli çocuklara uygulama yapılıyor mu?

Engelli çocukların, diş tedavilerinde öncelikle iletişimde sevecen ve sabırlı bir yaklaşım sergilenmelidir.  Hastanın güvenini kazanmak önemlidir. İlk randevularda herhangi bir tedavi uygulanmadan hastaların klinik ortamına alıştırılması yararlı olabilir. Hastaya neler yapılacağı anlatılıp, endişe uyandıran dental aletler tanıtılır ve daha sonra uygulamaya geçilir. Seansların kısa tutularak çalışılması ayrıca önemlidir. Bu hastaların diş tedavileri, fiziksel ya da zihinsel uyum yetersizliği nedeniyle, hem hasta hem de hekim yönüyle çeşitli zorluklar içermektedir.

Bu zorluklar hasta tipine göre değişmekle birlikte, bir kısım uyum sağlayabilen hastaların tedavileri lokal anestezi altında ya da sedasyon desteği ile hasta koltuğunda yapılabilirken, ağır zihinsel ya da fiziksel engellilerin tedavilerini lokal anesteziyle yapmak mümkün olmamaktadır. Lokal anestezi ile diş tedavilerinin yapılmadığı durumlarda genel anestezi ile donanımlı ameliyathane ortamında bu tedavilerin yapılması zorunlu hale gelmektedir.  Genel anestezi altında, tedavisi mümkün olmayan dişlerin çekimi, süt ve daimi dişlerin kanal tedavileri, süt ve daimi dişlerin dolguları ve varsa dişeti problemlerinin tedavisi aynı seansta yapılır. Bu uygulamaların günü birlik yapılması ile engelli hastanın ve ailenin düzeninin bozulmaması sağlanarak, tedavilerin tek seansta yapılması amaçlanır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

0282 726 0 555