Hastanemiz İç Hastalıkları (Dahiliye) Uzmanı Dr. Ömer Yapıcı 14 Kasım Diyabet Günü sebebiyle konuyla ilgili önemli bilgiler paylaştı

Tarafından gönderildi: Gülşah Gülkan Yorumlar: 0

Bölgede uzun yıllardır hastalarına sağlık hizmeti sunan Optimed Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ömer Yapıcı, 14 Kasım Diyabet Günü sebebiyle, halk arasında Şeker Hastalığı olarak da bilinen Diyabet hakkında toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla faydalı bilgiler paylaştı.

“Türkiye’de yakın zamanda yapılan istatistiklerde sıklığı 7 kişiden 1’e kadar çıkan oldukça sık görülen şeker hastalığının gerektiği gibi tedavi edilmediği ve ihmal edildiği takdirde pek çok organı olumsuz bir şekilde etkileyebilen metabolik bir hastalık olduğunu belirten Uz. Dr. Ömer Yapıcı;  ‘’Şeker hastalığı vücutta pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin salgısı üretmemesi durumunda gelişen ve bunun sonucunda kan şekerinin normalden fazla yükselmesi ile giden, ömür boyu süren kronik bir hastalıktır. Şeker hastalığında kişinin yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glikozu kullanamaz ve kan şekerinin yükselir. Tedavi edilmediği takdirde göz, kalp, böbrek ve sinir sisteminde ciddi zararlar oluşturabilir. Ancak uygun beslenme tedavisi, ilaç tedavisi, düzenli egzersiz, diyabet eğitimi ve düzenli doktor takibi ile organ hasarı oluşmadan sağlıklı, uzun bir yaşam sürdürmek mümkündür.

Diyabetin belirtileri;

  • Aşırı su içme,
  • Ağız kuruması,
  • Aşırı ve sık idrar çıkma,
  • İştah artmasına rağmen kilo kaybetme,
  • Halsizlik,
  • Görme bulanıklığı,
  • Yaraların geç iyileşmesi,
  • Ellerde ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanma,

Diyabet tanısı nasıl konulur?

Diyabet tanısının sabah aç karnına damardan alınan kanda açlık kan şekerinin iki sefer 125’in üstünde saptanması ile konulduğunu belirten Uzm. Dr. Ömer Yapıcı, şüphede kalınan durumlarda şeker yükleme testi ile tanının kesinleştirildiğini söyledi.

Diyabet hastalarının beslenme, egzersiz ve ilaç tedavisi konusunda gerekli özeni göstermemeleri halinde ya da doktora düzenli gitmemeleri durumunda uzun vadede pek çok organ hasarı ile karşılaşma risklerinin mevcut olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Ömer Yapıcı, “Kan şekeri yeterli normal sınırlara çekilmediği sürece erken yaşta kalp krizi geçirme, inme, körlük, böbrek yetmezliği, vücudun pek çok bölgesinde damar tıkanıklıkları meydana gelebilir. Bu riskler şeker hastalığı olmayan insanlara göre çok çok daha yüksektir. Bu nedenlerden ilaçların düzgün şekilde kullanılması, diyet, egzersiz ve düzenli doktor kontrolü şeker hastalığında hayati önem taşımaktadır. Kan şekeri düzeyleri normal sınırlara yakın şekilde kontrol altında tutulduğunda bu komplikasyonları büyük oranda önlemek mümkündür. Tip 2 diyabetiklerde kan şekeri yüksekliğine ek olarak beraberinde genellikle kan yağlarında da artış ve yüksek tansiyon da görülmektedir ve bu hastalıkların da ayrıca sıkı bir şekilde takibi ve tedavisi gerekmektedir. Tüm bu hastalıkların ayrı ayrı tedavilerinin uygun şekilde düzenlenmesi ile pek çok oluşabilecek organ hasarını büyük ölçüde engelleyebilmekteyiz.” açıklamasında bulundu.

Diyabet nasıl tedavi edilir?

Diyabet tedavisinde öncelikle diyabetlinin eğitiminin önemli olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Ömer Yapıcı, “Diyabetli kişiye takip ve tedaviye ilişkin gerekli bilgiler verilmelidir. Edinilen bilgilerin günlük yaşama uygulanması ve sürekliliği önemlidir. Diyabetin tedavisinde öncelikle diyabet hapları kullanılır. Diyabet hapları ile kan şekeri yeterli düşürülemiyorsa insülin kullanımına geçilir. Beslenmenin düzenlenmesi önemlidir. Günlük egzersiz de tedaviye önemli derecede katkıda bulunur. Düzenli ve bilinçli yapılan egzersiz, kan şekeri düzeyini düşürmeye yardımcı olur. Diyabet tanısı konulmuş kişiler en az altı ayda bir dahiliye doktoru tarafından kontrol edilmelidir. Yılda bir defa göz hastalıkları uzmanına kontrollerini yaptırmalı, diyabet konusunda uzman bir diyetisyen ve egzersiz fizyolojistinin programlarını dikkatli bir şekilde uygulamalıdır. Diyabetli kişiler aynı zamanda günlük kan şekeri düzeylerindeki değişiklikleri izleyebilmek için evde kan şekeri ölçüm cihazlarını kullanmasını öğrenmelidirler. Bu uygulama dengeli beslenme, egzersiz ve ilaç uygulamalarının ne ölçüde istenen sonucun elde edildiğini göstermesi açısından önem taşımaktadır” dedi.
Diyabet tedavisinde kullanılan haplarla yeterince şekeri düşmeyen hastalarda kan şekerini kabul edilebilir seviyelere düşürmek için insülin iğneleri ile tedaviye geçilmesinin zorunlu olduğunu belirten Uzm. Dr. Ömer Yapıcı, “İnsülin enjeksiyonu, halk arasında bilinenin aksine, sigara ve alkol gibi bağımlılık, alışkanlık yapmaz ve kansere yol açmaz. Kurallarına uygun bir şekilde yapıldığında hayat kurtarıcıdır. Artık günümüzde özel teknolojilerle yapılmış bu çok ince iğneler bilinenin aksine ağrısız bir enjeksiyona olanak sağlamaktadır. İnsülinin hayat kurtaran bir ilaç olduğunu ve aslında kendimize enjeksiyon yapmakla daha sağlıklı bir yaşam sürmek için gerekli olanı yaptığımızı kendi kendimize telkin etmemiz bu fikre alışmamızı kolaylaştırabilir. Özetle diyabet sık karşılaşılan erken teşhis edilmediği ve tedavi edilmediği takdirde vücutta pek çok organı etkileyebilen ve geri dönülmez hasarlara yol açan düzenli doktor takibi gerektiren bir hastalıktır. Düzenli tedavi ve takip ile sağlıklı bir yaşam sürdürmek mümkün olduğu için şüphe halinde bir iç hastalıkları uzmanına başvurmanız ve kan şekerinizi ölçtürmeniz önerilir.” şeklinde konuştu.

0282 726 0 555