Anemi; eritrosit kitlesinin ve buna bağlı olarak hemoglobin (Hb) miktarının kişinin yaş ve cinsiyeti için normal kabul edilen değerlerin altında olması durumudur. Erişkin erkeklerde 13.5 gr/dl ve erişkin kadınlarda ise 12 gr/dl altı anemi kabul edilir. Yaş ve cinsiyet dışında, ırk, sosyal ekonomik düzey, yaşanılan yerin deniz seviyesinden yüksekliği, postür, plazma, hacmi değişikler gibi çeşitli faktörler Hb, Hct değerlerin de bireysel değişikliklere neden olabilir.
Demir vücutta oksijen taşıma görevindeki alyuvarların yapımı için gerekli bir maddedir.
Dünyada;
- Her 5 erkekten biri (% 20’si),
- Her 3 kadından biri (%35’i),
- Her 2 gebeden biri (%50’si),
- Her 5 çocuktan ikisi (% 40’ı) kansızdır.
Ancak pek çoğu bu durumlarını ne yazık ki bilmemektedir.
Gelişmiş ülkelerde 0-5 yaş arası çocuklarda kansızlığa rastlama sıklığı % 4-20 iken, az gelişmiş ülkelerde aynı yaş grubunda bu oran % 80’lere kadar çıkmaktadır. Ülkemizde bu oran % 50 (her iki çocuktan biri) gibi oldukça yüksek bir değerdedir.
Demir eksikliği, özellikle 6. ile 24. Aylar arasındaki bebeklerde ve ilkokul çağındaki çocuklar başta olmak üzere tüm yaş gruplarında, kansızlığın en yaygın nedeni olarak kabul edilmektedir.
Demirin vücut için önemi nedir?
Demir, insan vücudunda toplam 4 gr kadar bulunmasına karşın, biyolojik yönden oldukça önemli ve eksikliğinde ciddi sorunlara yol açan bir elementtir. Demirin bu özelliği uzun yıllardır bilinmekte olup, eksikliği genellikle büyümenin çok hızlı olduğu küçük çocukluk ve ergenlik çağı ile hamilelik döneminde ortaya çıkar. Kadınlar ise, doğurganlık dönemlerinde aylık adet kanamaları ile kan kaybetmeleri nedeniyle ‘kansızlık’ yaşayabilirler.
Bu faktörlerin yanında demir içeriği düşük olan yiyeceklerin fazla tüketilmesi ve ayrıca besinler yoluyla alınan demirin emiliminin de güç olması kansızlığın ortaya çıkışını kolaylaştıran faktörlerdir.
Demirin vücuttaki en önemli görevi ise “hemoglobin” yapımıdır. Hemoglobin, kanımızdaki alyuvarlarda bulunur ve tüm dokuların yaşaması için gerekli olan oksijeni taşıma işlemini gerçekleştirir. Diğer bir deyişle, oksijen yaşantımız için ne kadar önemli ise oksijenin kullanılabilmesi içinde demir o kadar önemlidir.
Kansızlık en çok kimlerde görülür?
Araştırmacılara göre kansızlık, kadınlar (öncelikle gebelerde) ve çocuklarda daha yaygındır. Başlıca risk grupları; doğurganlık çağındaki kadınlarda, gebelik döneminde demire olan ihtiyacın artmasıyla ayrıca emzirme döneminde ve aylık adet kanamaları nedeniyle kan kaybı yaşayan kadınlarda kansızlık daha sık görülür. Bebekler ve çocuklarda, hızlı bir büyüme temposu olduğundan gelişmenin sağlıklı sürdürebilmesi için demire daha fazla ihtiyaç vardır. Ancak besinlerle alınan demir tek başına bu ihtiyacı karşılamakta yeterli olmadığından dışarıdan demir takviyesi gerekebilir.
Genç kızlık döneminde de yine hızlı büyüme ve aylık adet kanamaları nedeniyle demire olan gereksinim fazladır. Kronik alkol kullanımı, ağrı kesici ilaçların sürekli kullanılması ve düzensiz beslenme de kansızlık riskini artırır. Düşük sosyo- ekonomik düzeyde olanlar, vejetaryenler (et yemeden besleneler), ülser, paraziter hastalık vb. gibi kronik hastalıkları olanlarda kansızlık sıkça görülür.
Kansızlığın (demir eksikliği anemisi) nedenleri nelerdir?
Erişkin bir erkek ve postmenapozal dönemdeki kadınlarda demir eksikliğinin en önemli sebebini mide bağırsak kanamaları (gastrointestinal sistem) kanamaları oluşturur. Peptik Ülser, gastrit hiatal herni, divertikül ve polipler, inflamatuvar barsak hastalıkları, mide bağırsak kanserleri, paraziter hastalıklar, aspirin ve romatizmal ağrı kesici ilaçlar kullanılması bu sistemden kan kayıplarının en sık nedenleridir.
Dışkıda gizli kanın ve öyküde siyah renkte dışkılama yokluğunda bile mide bağırsak sisteminin incelenmesinin zorunluluğu vardır. Sıklıkla bu klinik tabloya sahip olan sağ kalın bağırsak tümörleri ile bağırsağın diğer gizli kanserlerinin ilk bulgusu demir eksikliği anemisi olabilir.
Yetersiz demir alınması; normal beslenme sırasında gıdalar yoluyla alınan demirin yetersizliğinde görülür. Sosyo-ekonomik düzeyi düşük toplumlarda, beslenme alışkanlıkları yanlış olan insanlarda daha sık görülmektedir. Bebeklerde; ek besinlere geç başlama, anne sütü yerine inek sütüyle beslenme kansızlığa neden olabilir. Özellikle 6-24. aylar arasında sıktır. Erişkinlerde ise vejetaryenlik, yanlış uygulanan zayıflama rejimleri ve yeme bozuklukları da kansızlığa neden olabilir. Ayrıca adet kanamasının fazlalığı da kansızlığa yol açabilir. Doğumla ilgili nedenler; sık doğumlar, çoğul gebelikler, annenin 2 yıldan sık aralıklarla veya 4’ten fazla sayıda doğum yapması gibi durumlar kansızlığa neden olabilir.
Demir gereksinimi arttığı durumlar; ülser kanamaları, kadınlarda adet kanamaları gibi kan kayıpları, parazit enfeksiyonları, özellikle bebeklerin ilk yaşı ve ergenlik dönemi gibi hızlı büyüme dönemlerinde vücudun demire olan ihtiyacı artar ve artan bu ihtiyacın tek başına besinlerden karşılanamadığı durumlarda kansızlık görülebilir. Demir emiliminin bozulduğu durumlar; uzun süren ishaller, kronik enfeksiyonlar, sindirim sisteminde bozukluklar vücuda alınan demirin emilimini bozarak kansızlığa neden olabilir. Kurşun zehirlenmesi; özellikle yoğun araç trafiğinin yaşandığı kent merkezleri başta olmak üzere akaryakıttaki kurşunun havaya karışması ile oluşan kurşun zehirlenmeleri de kansızlığa neden olabilmektedir.
Kansızlığın belirtileri:
- Yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, çabuk yorulma,
- Çalışma kapasitesinde azalma,
- Sık hastalanma,
- İştahsızlık, bulantı,
- Ciltte, göz kapaklarının iç kısmında ve avuçta solukluk,
- Çarpıntı ve nefes darlığı,
- Daha fazla üşüme,
- Konsantrasyon bozukluğu
Kansızlığın yol açtığı sorunlar
Kansızlık, tedavi yapılmadığında ya da geciktirildiğinde önemli sonuçlara neden olabilir.
Gebelerde kansızlık:
Bebek ölümleri artabilir, düşük kilolu bebek doğurma riski artar, erken doğum riski artar, vücut direnci düşer ve hastalıklar daha sık görülür. Doğum sonrası lohusalık dönemi problemleri artar, doğumda kan verilmesi (transfüzyon) gerekebilir.
Bebek ve Çocuklarda kansızlık:
Büyüme olumsuz etkilenir genelde yavaşlar, fiziksel aktivite azalır, hastalıklar daha sık görülür, algılama, öğrenme ve yorumlama fonksiyonları azalır, dikkat dağılması, yorgunluk ve ilgisizlik artar (okul başarısı düşer).
Yetişkinlerde kansızlık
Sürekli yorgunluk hissi vardır, halsizlik oluşur, iş gücü azalır, hastalıklar daha sık görülür.
Kansızlık nasıl anlaşılır?
Hekim muayenesi ile birlikte yapılacak basit bir kan sayımı ile kansızlık tanısı konulabilir. Tam kan sayımında düşük hematokrit ve hemoglobin değerleri kansızlık göstergesidir.
Nasıl tedavi edilebilir?
Kansızlık tedavisinde uygun demir ilaçlarının hekiminizin önerdiği doz ve sürede kullanılması yeterlidir. Ancak kansızlık tedavilerinin en az üç ay sürmesi gerektiği düşünüldüğünde tadı hoş, alımı kolay ve mide şikayetlerine yol açmayan bir demir ürününün seçilmesi önemlidir. Seçilecek ilacın emiliminin yiyeceklerden etkilenmemesi de ayrıca dikkat edilmesi gereken bir husustur. İlaç tedavisi yanında demir açısından zengin besinler tercih edilmelidir.
Demirden zengin besinler
Hayvansal gıdalardan kırmızı sakatat en zengin demir kaynağıdır. Diğer yararlı gıdalar ise; kırmızı et, tavuk, yumurta, kabuklu deniz mahsulleri ve balıktır (en zengini somon). Bitkilerden ise buğday, darı ve yulaf taneli olduğunda demirden daha zengin durumdadır. Diğer pek çok vitamin ve mineral gibi demirde özellikle tahıl tanelerinin dış kısmında bulunur; örneğin buğday öğütülürken içerdiği demirin%75’i kepeğin de kalır, yani buğday unu tane buğdaya göre ancak%25 demir içerir. Demir tencere ve demir mutfak aletleri besinlere demir katma açısından etkilidir.
Ispanağın, demir içeriği açısından zengin olarak bilinmesine karşın bu bilgi tam doğru değildir, zira içerdiği bazı maddeler nedeniyle ıspanak, karalahana gibi birçok sebzenin yapısında bulunan demirin vücuda sanıldığı kadar bir faydası olmamaktadır. Kuru üzüm, kuru kayısı, kuru erik, badem, fıstık, ceviz gibi kuru yemişler ile çekirdekler demir yönünden çok zengin olmamakla beraber yeterli düzeyde demir içerirler. 1 çorba kaşığı pekmezde yaklaşık 3 mg demir bulunur. Günde bir bardak portakal suyunun içilmesi bitkilerden alınan demirin emilimini bir kat artırırken, çay ve kahve tüketimi demir emilimini%75 oranında azaltmaktadır.
Besinlerle alınan demirin emilimini etkileyen durumlar
Bağırsaklardan Demirin Emilimini Artıran Durumlar;
- Büyüme dönemi, gebelik, emzirme, kanama gibi demire olan gereksinimin artması.
- Midedeki asit salgısının artması.
- C vitamini varlığı.
- Vücuttaki demirin normal düzeyden düşük olması.
- Kırmızı et yenilmesi.
- Proteinden zengin gıdalarla beslenme.
- Narenciye ve yeşil sebzeler tüketilmesi.
Bağırsaklardan Demir Emilimini Azaltan Durumlar;
- Midedeki asit salgısının azalması.
- Antiasit ilaç kullanımı.
- Hububattaki fitat maddesi.
- Yeşil yapraklı sebzelerde oksalat bulunması.
- Soya proteini.
- Çay ve kahve içilmesi.
- Barsak hareketlerinin hızlanması.
Gebelerde ve yetişkinlerde kansızlığı önleme yolları
Demir içeriği yüksek olan gıdalar; kırmızı et, tavuk, balık, kepekli ekmek veya vitaminle zenginleştirilmiş ekmek ve tahıl (pirinç, mısır, buğday) sıklıkla tüketilmelidir. Yemeklerde çay ve kahveden kaçınılmalıdır, çünkü bu gıdalar demiri bağlayıp bağırsaklardan emilimini azaltan maddelerdir. Yüksek miktarda kalsiyum ve magnezyum da demir emilimini azaltacağı için kullanacağınız demir ilacı ile beraber kalsiyum veya magnezyum ilaç alınmaması gerekmektedir.
Midede gaz, şişkinlik, yanma gibi şikayetler nedeniyle antiasit denilen çiğneme tableti ve şuruplarının ve ayrıca içerisinde yine demir emilimini etkileyen maddeler bulunan maden sularının sık olarak içilmesi demirin emiliminin azalmasına yol açar. Gebelik sırasında kan hacminin%50 arttığı göz önünde bulundurulursa düzenli demir alımının ne derece önemli olduğu anlaşılır. Anne adaylarının gebeliğin 4. ayından başlayarak düzenli olarak dışarıdan ek demir tedavisi alması gerekmektedir. Artan demir ihtiyacını karşılamak için demir içeren besinlerin tüketimini de bir yol olabilir. Ancak tüm bu demir ihtiyacının besinlerden karşılanabilmesi için alınması gerekli besin miktarı normalden çok daha fazla kalori içerdiğinden uygun bir beslenme biçimi değildir.
Demirin doğal kaynakları
Demir hayvansal yiyeceklerde daha fazladır. Bitkilerden genel olarak demir gereksinmesinin karşılanmasını beklemek doğu değildir. Vitamin yönünden zengin olmalarına karşın bitkiler demir için iyi bir kaynak olamazlar. Aşağıda önemli besinlerdeki demir miktarları ve vücut tarafından emilim yüzdeleri yer almaktadır. Esas önemli olan nokta besinlerin içerdiği demirden çok ne kadarının vücut tarafından emile bildiğidir.