Maymun Çiçeği virüsünün COVID-19’a benzer büyük bir salgına sebep olması beklenmiyor

Tarafından gönderildi: Gülşah Gülkan Yorumlar: 0

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanımız Uz. Dr. Gökçe Senem Yılmaz, ilk olarak 4 Mayıs 2022 tarihinde Londra’da tespit edildikten sonra bir ay gibi kısa bir sürede 30 ülkede ortaya çıkan küresel salgın Maymun Çiçeği hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Maymun çiçeği hastalığı yeni bir hastalık değildir. Maymunlarda 1958’de tespit edildikten sonra insanlarda ilk olgu 1970 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde görülmüştür.Afrika’da her yıl birkaç yüz olgu olduğu tahmin edilmektedir.20 Mayıs itibariyle Afrika dışındaki ülkelerden de kaynağı belirsiz olgular bildirilmeye başlanmıştır. Olguların büyük kısmı İspanya, Portekiz, İngiltere ve Kanada’dadır.

Virus insana, infekte hayvan, infekte insan veya virusla kirlenmiş cansız maddeler (giysiler, havlu, çarşaf vb.) ile yakın temas sonucunda bulaşmaktadır. Virus sağlıklı kişilere, ciltteki gözle görülemeyecek çatlaklar/çizikler, mukozalar (ağız, burun, göz) veya solunum sistemi aracılığıyla girer.

İnsandan insana bulaşmanın esas olarak büyük solunum salgısı damlacıkları ile olduğu düşünülmektedir. Büyük damlacıklar uzak mesafelere gidemediğinden insandan insana bulaşma için; yüz yüze, uzun süreli ve yakın temas gereklidir. Bu da COVID-19’a benzer büyük salgınlar yapmasını engelleyebilecek bir özelliktir.

Maymun çiçeği hastalığı, ateş, baş ağrısı, yorgunluk, yaygın vücut ağrıları, lenf bezlerinde şişlik ve cilt lezyonlarına (döküntülere) neden olur. Yakınmalar, virus ile temas ettikten sonra ortalama 6-13 gün sonra ortaya çıkar.

Maymun çiçeği genellikle 2-4 hafta içerisinde kendiliğinden iyileşmektedir. Ancak bağışıklığı baskılanmış kişilerde ve küçük çocuklarda ağır hastalık görülebilmektedir. Hastalığa bakteriyel infeksiyonlar eklenebilir, zatürre, sepsis, ensefalit ve görme kaybı gelişebilir.

Maymun çiçeği hastalığının belirti ve bulgularının belirgin olması, şimdiki bilgilere göre belirtisiz infeksiyon yapmaması, yakın ve uzun süreli temas ile bulaşması, bir DNA virusu olduğundan daha az mutasyon geçirmesi ve kolay değişime uğramaması (COVID-19’daki gibi yeni varyantların çıkmaması) gibi faktörler göz önünde bulundurulduğunda COVID-19 gibi bir pandemiye yol açması pek beklenmemektedir.

 

0282 726 0 555