Genel Cerrahi ve Obezite – Diabet – Reflü Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Serkan Ayhan ile Avustralya’dan gelen hastada gerçekleştirdiği “Obezite hastalığı için tüp mide ve reflü hastalığı için mide fıtığı” ameliyatını konuştuk.
Bu hastamız bizi nasıl buldu? Hastanın hikayesi…
Avustralya’nın Sydney şehrinde yaşayan 51 yaşında ki hastamız birçok diyet ve spor denemelerine rağmen bugüne kadar kilo verme konusunda başarıyı yakalayamamış. İnternet’ten sağlıklı, güvenli ve kontrollü kilo verme yöntemlerini araştırırken Özel Optimed Hastanesi Genel Cerrahi ve Obezite – Diabet – Reflü Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Serkan Ayhan’ın daha önce tüp mide ameliyatı gerçekleştirdiği Tuğçe Hanıma rastlayıp, kendisiyle iletişime geçti. Tuğçe Hanımla bir süre görüştükten sonra Op. Dr. Serkan Ayhan’a ulaşıp operasyon hakkında detaylı bilgi alarak ameliyat olmaya karar verdi. Hastamız 22 saatlik uçak yolcuğu yaparak ülkemize ulaştı. Özel Optimed Hastanesi olarak İstanbul Havalananında kendisini karşılayıp, VİP servis hizmeti sunarak hasta-nemize ulaşmasını sağladık. Hastanemizde Op. Dr. Serkan Ayhan hastayı bizzat karşıladı ve tüm ameliyat öncesi tetkikleri kendisi gerçekleştirdi. Hastanın tetkik ve tahlil sürecinde reflüye yol açan mide fıtığı görülünce doktorumuzun önerisiyle tek ameli-yatta iki operasyonu birden geçirdi. Hastanemizden ayrılırken tüp mide ameliyatı ve mide fıtık ameliyatı gerçekleştirilmiş olup, 6 kilo zayıflayarak Avustralya’ya geri döndü.
Ameliyat öncesi hazırlık aşamasında neler oldu?
Ameliyat hastalarımızı önce bir check – up’tan geçiriyoruz. Ameliyat için çeşitli tahlil-lerimiz var. Ameliyatta herhangi bir sürprizle karşılaşmamak için endoskopimizi yapı-yoruz. Bu hastamızda endoskopi esnasında reflüye neden olan mide fıtığı olduğunu gördük. Hasta kendisi de yıllardır mide yanması, ekşime, ağzına acı su gelmesi, öğürme gibi şikâyetleri olduğunu aktardı. Öyle olunca tabi Hiatus Hernisi ameliyatı olma durumu söz konusu oldu. Biz de hasta ile durumu konuşup, obezite nedeni ile geçire-ceği tüp mide ameliyatı için narkoz alıp zaten masaya yatacağını o nedenle daha sonra ikinci bir ameliyat olmaması ve bedeninin tekrar narkoz almaması için her iki ameliyatı da aynı anda olmasını önerdik. Hasta da bunu kabul etti. Böylece hastamızda kapalı yöntemle tüp mide ameliyatı ve mide fıtığı ameliyatı gerçekleştirdik.
Ameliyatın riski var mı?
Apandisit ve safra kesesi ameliyatlarında ki risk ne ise bu ameliyatta da o kadar risk var. Tüm uluslararası verilerde de belirtildiği gibi bu riskin görülme oranı %0,2 – %0,4’dür… Ameliyattan sonra ilk iki ayda kaçak riski vardır. Ameliyat sonrasında ki 60 günün ilk 20 günü çok önemlidir. Bu süreçte verdiğimiz beslenme ve diyet önemli olup, beslenme süresini kişiye özel ayarlıyoruz.
Riski belirleyen faktörler; doktorun tecrübesi, ameliyatta iyi ve kaliteli malzeme kul-lanımı, malzemenin doktor tarafından doğru kullanılması ve son olarak hastanın dok-torla uyumu. Doktorun verdiği tüm yeme düzeni birebir uygulanmalı, aksi olur ve uy-gulanmazsa işte o zaman risk artar.
“Obezite ameliyatında ölüm oranları daha yüksek değildir, öyle görünmesinin ana sebebi “obezite tedavi konusunun gündemde olması ve haber değerinin yüksek olma-sından kaynaklı. Yoksa safra kesesi ya da apandisit ameliyatından da ölen hastalar var, haber niteliği daha az olduğu için bunlar duyulmuyor.”
Tüp Mide Ameliyatı…
Bu operasyonda herhangi bir açık cerrahi girişim yok, kapalı yöntemle her iki operas-yonu da tamamladık. Yaklaşık 45 dk obezite ameliyatı sürüyor, 15 dk da mide fıtığı ameliyatı. Operasyonda önce Hiatus Hernisi dediğimiz mide fıtığı ameliyatını daha sonra tüp mide ameliyatımızı gerçekleştirdik. Hastamız ameliyat sonrası servise alındı. Ameliyattan 5-6 saat sonra kişiyi mutlaka ayağa kaldırıp yürütüyoruz. Obezite ameli-yatı sonrası oluşan ölüm oranları %0,2 ve bunun da en önemli nedeni embolidir. Em-boli damarın pıhtı ile tıkanmasıdır. Yani damarda pıhtı oluşup, yerinden kopup başka bir organa ulaşması demek. Örneğin; beyine gidebilir, akciğere gidebilir. İşte bu yüzden hastaları ameliyat sonrası hemen erken ayağa kaldırıp dolaşmasını sağlıyoruz.
Ameliyat sonrası ağrı…
Hastanın ilk gün biraz ağrısı oluyor. Hastaların ilk günü rahat geçirebilmeleri için ağrı kesiciler uyguluyoruz. Ama ikinci gün itibari ile ağrı kesici vermiyoruz çünkü hasta ikinci gün itibari ile ağrı hissetmiyor.
Hastalar 2. gün itibari ile ağrı yaşamıyor neden?
Bu ağrının yaşanmaması operasyonun ve organın özelliğinden kaynaklıdır. Karın içeri-sinde periton denen bir zar vardır. Safra kesesi gibi organların peritonu olduğundan onlarla ilgili yapılan ameliyatlarda hasta ağrı çeker. Ancak midenin peritonu olmadığı için hastada ağrı olmuyor.
Ameliyat süresi ve sonrası
Tüp mide ameliyatında hasta ortalama 45 dk operasyonda kalır. Ardından 3 gün has-tanede yatırılır ve 4. gün sabahı taburcu edilir. Taburcu ederken de tüm ilaçlarını ve beslenme programını da düzenleyerek hastayı göndeririz. Sonrasında da 1 ay boyunca hastanın beslenmesini takip ederiz. Her 10 günde bir kontrole çağırırız.
Tüp Mide ameliyatı geçiren hasta nasıl beslenmeli?
Tüp mide ameliyatı olan hasta her şey yiyebilir. Ancak hasta gazlı içeceklerden ve yi-yeceklerden uzak durmalı, alkol ve sigara ilk etapta kesiklikle yasak. Bir de bulgur, pi-rinç gibi şişen gıdalardan bir süre uzak duracak. İlk 30 gün hastaları 10’ar günlük peri-yodlarla takip ediyoruz. Tülbent dönemi, Blender dönemi ve Yumuşak Katı Gıdalar Dönemi olmak üzere üç dönemden oluşuyor…
Tülbent dönemi: İlk 10 gün berrak, tanesiz sıvılarla besleniyor. Günlük 2500 cc sıvı alması gerekiyor. Bu sıvının 1000-1500 CC’nin su olması ve geriye kalan 1000 CC’nin ise çorba ve meyve suyu olmasını öneriyoruz. Ancak mutlaka tülbentten süzülmeli, ameliyat yerine yapışmama olmaması için şart. Elma, armut, havuç gibi meyvelerin taze bir şekilde suyu sıkılmalı, hazır meyve suyu kesinlikle yasak. Çorbalarda da gazlı olmayanları öneriyoruz, et suyu, balık suyu, tavuk suyu gibi…
Blender dönemi: İkinci 10 gün blenderlı döneme geçiyoruz, bunun da nedeni midenin geri kalan %20’lik kısmının kendisini mide gibi hissetmesi için. Çalıştırma ve alıştırma dönemi. Bu 10 günlük dönemde hasta 3 öğün yemek yemek zorunda. 3 öğünde sadece katı gıda alıyor. Ama yediği her şey blenderden geçiyor. Bu dönemde katı ve sıvı aynı anda tüketmeyecek.
Yumuşak Katı Gıdalar Dönemi: Bu dönemde artık tülbent ya da blender kullanılmıyor. Hasta tatlı kaşığı boyutunda katı ama yumuşak gıdaları tercih ediyor. Kendisi iyice uzun uzun çiğneyerek tüketiyor.
“Bu operasyonu geçiren hastalar ameliyattan sonra kesinlikle açlık hissetmiyor çünkü midenin fundus dediğimiz üst kısmında Ghrelin hormonu yapan hücreler var. Bu hücreler beyine “acıktık” diye sinyal gönderiyor, ancak ameliyat esnasında bu hücrelerin bulunduğu mide kısmı alındığından artık beyne sinyal gitmiyor. Haliyle açlık hissi ortadan kalkıyor.”
Ameliyattan 1 gün önce hastaneye yatmak neden zorunlu?
Hastalarımızı ameliyattan 1 gün önce hastaneye yatırıyoruz çünkü ameliyat sonrası en sık görülen ölüm riski embolidir. Biz de emboliyi önlemek amaçlı ameliyat öncesi kan sulandırıcı iğne tedavisi başlatıyoruz. Bu tedavi hastayı hastaneye yatırdığımız an ve sonrasında ki 1 ay boyunca da kendisine uygulanıyor. Hastanede ki süreçte biz iğne uygulamasını eksiksiz yapıyoruz, taburcu sonrası da mutlaka yaptırmalarını öneriyoruz. Böylece emboli riskini ortadan kaldırmış oluyoruz. O nedenle operasyondan 1 gün önce ve devamında ki 1 ay boyunca bu iğnenin yapılması şart.
Taburcu sonrası kullanılan ilaçlar neler?
Hastalar ameliyat sonrası 1 ay sadece şurup kullanıyorlar. İlk 1 ay şurup, sonra hap olarak devam ediyor. Bu ilaçları 6 ay boyunca kullanıyor.
Kontrol dönemi ve tahliller…
Ameliyat sonrası 1 ayın sonunda hastaya kontrol tahlilleri yapıyoruz. Vitamin, mineral, hormon bozukluğu var mı diye, varsa takviye yapıyoruz. Ama genelde bugüne kadar %95 – 96 oranlarda hastalarda herhangi bir vitamin eksikliği görülmedi. Çünkü hastalarımız besleniyor sadece beslenme şekillerini değiştiriyoruz.
Ameliyat sonrası ilk kilo ne zaman verilmeye başlıyor?
Ameliyat oldukları an itibari ile zayıflamaya başlıyorlar yaklaşık 2 litrelik bir mide hacmi çıkartıyoruz. Hastalar aylık ortalama 7-10 kilo arası zayıflıyor. Bizim de sağlıklı bir şekilde planladığımız kilo verme miktarı budur. Bu ameliyatın amacı vücuttaki yağ kit-lesinden kurtulmak, protein ve su kaybını engellemek. Hastalar taburcu olurken 6 ila 8 arası kilo kaybı ile gözleniyor. Avustralya’dan gelen bu hastamızı 6 kilo vermiş olarak taburcu ettik.
Özel Optimed Hastanesin’de gerçekleştirdiğiniz tüp mide ameliyatlarından örnek hastalar kimler?
Tuğçe Hanım en fazla kiloyu veren hastamız. 8 ay içinde 50 kilo verdi. Bir gazetecimiz var 157 kilo kendisini ameliyata almıştık, ilk ayında 16 kilo verdi. İstanbul’dan gelen bir hastamız 173 kilo ile ameliyata girdi, 1 ayda 18 kilo verdi.
“Vücut Kitle İndeksine göre ameliyat kararı veriyoruz. 35’in üzerindeyse yandaş has-talık olup olmadığına bakılıyor ( şeker, tansiyon, kolestrol, uyku apnesi). 40’ın üze-rinde ise bu hasta artık herhangi bir diyet ya da sporla zayıflayamaz ve yandaş bir hastalık olması durumunu gözetmeksizin bu ameliyatı olmasını öneriyoruz.”
Tüp Mide ameliyatı sonrası spor yapılabilir mi?
Ameliyattan sonra hemen yürüyüşe kaldırıyoruz ve sonrasında ki 90 gün boyunca her gün yarım saatlik tempolu yürüyüş öneriyoruz. Ağır spor kesinlikle önermiyoruz, kalp krizi riskini artırıyor. 3 ay boyunca herhangi bir spor kulübüne de gitmesini önermiyo-ruz. Ancak 3 ayın sonunda aktif spora başlayabileceğini öneriyoruz.
Peki, tüp mide ameliyatı gebeliğe engel mi?
Tüp mide ameliyatı olan hastalar belli bir süre hamile kalamazlar. Biz 15 ay beklemeleri gerektiğini öneriyoruz. Vücudun kilo vermesinin durması ve yeniden dengesini bulması için.
Son olarak ameliyat sonrası fiziksel olumsuz herhangi bir değişim oluyor mu?
Evet, olumsuz demeyelim ama geçici bir süre saç dökülmesi oluyor, kısa sürüyor ve sonra saçlar yeniden çıkıyor. Bu tamamen vücudun hormon dengesinin değişmesinden ve yeniden dengelenmesinden kaynaklanıyor.