Oruç hangi kronik hastalıklarda sağlığı tehdit edebilir?

Posted by: Gülşah Gülkan Comments: 0

İç Hastalıkları (Dahiliye) Uzmanı Uz. Dr. İrfan Aydın kronik hastalıkları olan ya da düzenli ilaç kullanmak zorunda olan hastaların neden oruç tutamayacaklarını anlatıyor.

Orucun metabolizmaya etkisi

Orucun ilk saatlerinde kan şekeri önce düşüş eğilimi gösterir. Ardından vücutta koruyucu mekanizmalar devreye ve ilk önce ‘glikojen’ adı verilen karaciğerde depolanmış olan şeker parçalanarak dolaşıma geçer. Böylece 5-6 saat süre ile kan glukoz düzeyini normal sınırlarda tutar. Orucun ilerleyen saatlerinde glikojen tükenir ve glukoz düzeyini normal sınırda tutmak için bu kez ‘glukoneojenezis’ olarak tanımlanan glukoz dışı moleküllerden (aminoasit, laktik asit, piruvik asit gibi) glukoz üretimi başlar. Bu durumda başta beyin olmak üzere tüm organ ve dokuların sağlıklı çalışması için gereken glukoz temin edilmeye çalışılır. Oruç tutan kişi eğer sahur yapmadan oruç tutarsa, vücut için gereken glukozun sağlanmasında rol alan depolar hızla tükenir ve organlar fonksiyonlarını sağlıklı bir şekilde yerine getiremez.

Hangi kronik hastalıklarda oruç tutulmamalı?

İlaçların kullanımında aksaklıklar olan (ilaç almayı unutan veya ihmal eden), hastalığı dengesiz bir seyir gösteren (örneğin kan basıncı iniş-çıkışlar gösteren, kan şekeri dengesi bozuk olan, sık sık nefes darlığı veya göğüs ağrısı olan, kendi kendine beslenemeyen vs), tedavisi henüz başlanmış olan hastaların oruç tutmaları sağlık durumları üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Diyabetik hastalarda tedaviye uyumu zayıf, kan şeker düzeyi kontrolsüz, hamile, daha önce diyabetik koma geçirmiş olan, diyabete bağlı kalp, böbrek hastalıkları olanların oruç gibi uzun süre aç kalmayı gerektiren aktivitelerde bulunmaları sakıncalıdır.

Kalp, diyabet, böbrek hastaları oruç tutabilir mi?

Kalp, diyabet ve böbrek hastalarının Ramazan ayı öncesinde hekimleri ve diyetisyenlerinin beslenme ve hastalıklarının tedavisi ile ilgili önerilerini almaları gerekir.

Oruç döneminde hastaların; yağlı, karbonhidrattan zengin (hamur işi, tatlı gibi), tuzlu besinlerden uzak durmaları önemlidir. Kalp hastalığı hafif düzeyde olan koroner arter hastaları ve kalp kapak hastaları oruçtan fazla etkilenmezler ancak kalp hastalığının derecesi ile ilgili olarak kan basıncı düşüklüğü (hipotansiyon), kalp ritm bozuklukları görülebilir. Özellikle tip I diyabetikler (insüline bağımlı) başta olmak üzere tüm diyabetik hastalarda oruç gibi uzun süre aç kalmayı gerektiren durumlarda kan şekeri düşebilir (hipoglisemi). Hipoglisemi, ağızdan alınan anti-diyabetik ilaçların veya insülinlerin doz ve türlerinde değişiklik yapılan, fiziksel aktivite düzeyi değişen hastalarda daha sık görülür. Kronik böbrek yetmezliği nedeni ile diyalize giren hastalar sahur ve iftar yemeklerinde aşırı miktarda ve tuzlu yemeleri, çok su içmeleri durumunda vücutlarında sıvı birikimi ve kanda potasyum düzeyinde yükselme gibi hayati risk taşıyan durumlar ortaya çıkabilir. Kronik böbrek yetmezliği olan fakat diyaliz tedavisi görmeyen hastaların da kullanmak durumunda oldukları tansiyon ilaçları ve idrar söktürücü (diüretik) ilaçlar nedeni ile tansiyon düzeninde anormallikler, elektrolit dengesinde bozulmalar görülebilir.

Hipertansiyon hastaları oruç tutabilir mi?

Hipertansif hastaların hekimlerine danışarak kan basıncı ilaçlarını sahur ve iftar saatlerine göre düzenli olarak almaya devam etmeleri gerekir. İlaçların ihmal edilmesi durumunda kan basıncı tehlikeli seviyelere yükselebilir. Ayrıca tuz alımını kısıtlamaları, kilo almamak için kalorisi yüksek (tatlı ve yağlı yiyecekler gibi) ve bol miktarda yemek yemekten sakınmaları gerekir. Hipertansiyon hastalarının sigaradan uzak durmaları çok önemlidir.

Mide veya onikiparmak bağırsağı ülseri olan hastalar oruç tutabilir mi?

Ramazan ayında acil servise müracaat eden hastalarda en sık görülen hastalık mide-duodenum ülseri ve buna bağlı gelişen kanama veya mide-duodenum duvar yırtılması tablolarıdır. O nedenle aktif ülseri olduğu bilinen, yakın zamanda mide kanaması geçirmiş hastaların oruç tutmamaları gerekir. Daha önce ülser tedavisi görmüş, halen yakınması olmayan, fakat mide asidi salgısı fazla olan hastalar oruç konusunda hekimlerine danışmalıdır. Uygun görülürse asit salgısını düzenleyici ilaçlar kullanarak oruç tutmalarına izin verilebilir.

Migren hastaları oruç tutabilir mi?

Baş ağrısı, uzun süre aç kalan kimselerin yaklaşık %40’ında görülür. Açlık süresi uzadıkça baş ağrısı gelişme riski de artar. Migren gibi baş ağrısı gelişmeye eğilimli kimseler oruç tutma kararı vermeden önce hekimlerine danışmalıdır.

Psikiyatrik bozuklukları olan ve ilaç kullanan kişilerin oruç tutabilir mi?

Ramazan ayında oruç tutmak için sahura kalkılması nedeniyle uyku düzeninde değişiklikler olur. O nedenle genellikle uyku sorunları da olan psikiyatrik hastalar için bu durum önemli olabilir. Ayrıca uzun süreli açlığın kişinin mizacı ve duygusal duyarlılığı üzerinde de etkileri vardır. Psikiyatrik sorunları nedeni ile ilaç tedavisi görmekte olan hastaların, oruç tutma kararı verirken, hastalığın derecesini belirleyerek izlenecek yolu ortaya koyacak olan psikiyatri uzmanına danışmaları gerekir.

0282 726 0 555