Yeni doğan retinopatisi düşük doğum ağırlığı olan veya 32 haftadan önce doğan erken doğan bebekleri etkileyen ve ciddi görme kaybı ile sonuçlanabilen bir hastalıktır. Genellikle her iki gözde görülür.
1250gr’ın altında doğan bebeklerin yaklaşık yarısında yenidoğan retinopatisi görülür. Doğumda bebeğin ağırlığı ne kadar azsa ve bebek dünyaya ne kadar erken gelirse yenidoğan retinopatisine sahip olma riski o kadar yüksektir.
Doğumların yaklaşık % 1-3’ünde doğum tartısı 1500gr’ın altında, bunların da yarısında 1000gr’ın altındadır. Bu bebeklerin doğum sonrası bakımı çok özen ister ve bu konuda deneyimli çocuk hastalıkları uzmanlarının gözetiminde olması gerekir.
Gözün anne karnında gelişimi, gebeliğin yaklaşık 16. haftasında başlar. Retina damarlarının gelişimi göz siniri çevresinden başlayarak perifere doğru ilerler ve retinanın oksijenlenmesini sağlar. Gebeliğin son 12 haftasında göz gelişimi hızlanır. Eğer bebek zamanında doğarsa gözün gelişimi neredeyse tamamlanmış olur. Ancak erken doğum söz konusu olursa, damarların gelişiminin tamamlanması bebeğin dünyaya geldiği ilk haftalar sırasında olur. Retinanın periferinde olması gereken damar gelişimi olmaz ve bu bölge oksijensiz kalır. Beslenemeyen bu bölgeden gelen sinyallerle anormal, olduğundan daha ince, kanamaya meyilli damar gelişimi oluşur. Bu durum kanamalara ve retina dekolmanına yol açarak yenidoğan retinopatisinin görmeyi tehdit eden sonuçlarını oluşturur.
Doğum tartısı 1500gr’dan az ve 32. haftadan erken doğan bebeklerin mutlaka doğum sonrası göz bebeklerinin büyütülerek bu konuda uzmanlaşmış göz hastalıkları uzmanı tarafından muayene edilmesi gerekir. İlk muayene doğumdan sonra dördüncü hafta içinde yapılır ve retina damarları gelişimini tamamlayana kadar düzenli aralıklarla devam edilir. Eğer damar gelişimi normal seyrediyorsa kontroller iki haftada bir, eğer herhangi bir anormallik söz konusuysa haftada bir, hatta daha sık yapılır. Yenidoğan retinopatisini tedavi etmek için öncelikle erken tanı koymak gerekmektedir. Eğer tedavi edilmezse retina yüzeyinde meydana gelen yeni anormal damarların yol açacağı problemler görmeyi kalıcı olarak azaltabilir. Tedavi seçenekleri arasında laser ile fotokoagulasyon , kriyoterapi, pars plana vitrektomi sayılabilir. Tedavi yapıldıktan sonra da bebeğin kontrolleri okul çağına kadar sürdürülmeli ve görme ile ilgili gelişebilecek problemler çözümlenmelidir. Dolayısıyla erken doğan bebeğin ailesinin, çocuklarının sağlıklı gelişmesinde hekim ile birlikte kendilerine de önemli bir sorumluluk düştüğünün bilincinde olmaları gerekmektedir.
Yenidoğan retinopatisi öyküsü olan çocuklarda erken yaşta gözlük kullanma ihtiyacı yaşıtlarına göre daha yüksektir. Bu yüzden 2-3 yaştan itibaren gözlük kontrollerinin yapılması gerekir. Prematür retinopatisi öyküsü olan erişkinlerde de retina dekolmanı gelişme riski normalden fazladır. Bu yüzden yıllık kontrollerin yapılması gereklidir.